CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal gıda enflasyonunu değerlendirdi
TÜİK datalarını kıymetlendiren CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, son üç yılda ilişkin besin enflasyonunu açıkladı. Enflasyon bilgilerinin manipüle edilerek halkın gerçek enflasyonla yüzleşmesinin engellendiğini belirten Sarıbal, besin fiyatlarındaki artışın dar gelirli ve emekli kesim için büyük bir yük oluşturduğunu vurguladı.
Süt, tereyağı, peynir üzere temel besin hususlarının fiyatlarının önemli halde arttığının altını çizen Sarıbal, TÜİK’in açıkladığı enflasyon bilgileri ile ENAG’ın dataları ortasındaki büyük farklar olduğuna dikkat çekti.
“Gıda fiyatları 41 kat arttı”
Sarıbal; “TÜİK’e nazaran Şubat ayında aylık enflasyon yüzde 2,27, yıllık enflasyon ise yüzde 39,05 olarak açıklanırken, ENAG’a nazaran bu sayılar aylık yüzde 3,37, yıllık yüzde 79,51 olarak kaydedildi. TÜİK’e nazaran 2003’ten bu yana ortalama fiyatlar 29 kat, besin fiyatları ise 41 kat arttı. Fiyatlarda rastgele bir düşüş kelam konusu değil, yalnızca artış suratı yavaşlıyor”dedi.
TÜİK bilgilerine nazaran son üç yılda besin enflasyonun yüzde 289 olduğunu söz eden Sarıbal “Halkımızın artık satın almasının çabucak hemen mümkün olmadığı kuzu etinin fiyatı yüzde 537, dana etinin fiyatı ise yüzde 460 oranında arttı. Meyve fiyatlarındaki artış yüzde 368, çay fiyatlarındaki artış yüzde 325, tereyağı fiyatlarındaki artış yüzde 321’i buldu. Halk neredeyse ekmek alamaz hale geldi. Zira son üç yılda ekmek fiyatları yüzde 293 oranında arttı. Tek ekonomistin ülkesinde personelin, emeklinin cebinden çıkan her kuruş, yandaşın cebine giriyor. Memnun azınlığın keyfi kaçmasın diye, milyonlar açlığa, borca, yoksulluğa mahkum ediliyor” diye konuştu.
Şubat ayı artırım şampiyonları
Yüksek enflasyon ve besin fiyatlarındaki artışın Ramazan’da mutfağa yansıdığını belirten Sarıbal, derinleşen ekonomik krizin gölgesinde günden güne artan besin enflasyonun gündemdeki yerini koruduğunu, besin fiyatlarındaki artışın dar gelirlileri ve çalışanları daha fazla etkilediğini lisana getirirken“2023 yılında hissedilen enflasyon, açıklanan enflasyonun yaklaşık iki katı oldu. Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin tespitlerine nazaran; 2024 Şubat ayında üretici ve market ortasındaki en yüksek fiyat farkı 2,3 kat ile kuru fasulyede görüldü. Kuru fasulyeyi 3,1 kat ile havuç, 3 kat ile kuru kayısı ve Antep fıstığı izledi. Üreticide 33 lira olan kuru fasulye markette 106 liraya, 13 lira olan havuç 40 liraya, 150 lira olan kuru kayısı 447 liraya, 250 lira olan Antep fıstığı 742 liraya satıldı. Üretici ve market ortasındaki fiyat farkı nohutta 2,9 kat, kırmızı mercimekte 2,7 kat, yeşil mercimek, mandalina ve portakalda 2,5 kat, salatalık ve pırasada 1,9 kat, patlıcan, patates ve elmada ise 1,8 kat oldu” dedi.
“İktidar halkın cebindeki yangını görmezden geliyor”
İktidarın düzmece sayılarla övünürken halkın cebindeki yangını görmezden geldiğini belirten Sarıbal, milyonlarca insan temel besine ulaşamazken, Diyanet’in sahurda “Biraz peynir, birkaç zeytin, şayet severseniz avokado” teklifine “Tasarrufu daima halka, sabrı daima fakire, lüksü ve bolluğu ise kendilerine rezerve edenler, milyonların açlık hududunda yaşadığını bilmiyor mu, yoksa bilmezden mi geliyor? Halkın iftar sofrasında ekmek küçülürken, sayılarda büyüyen sadece yoksulluk ve borç” sözlerini kullandı.
“Çiftçinin eseri geçen yılki kadar para etmedi”
Gelir Dağılımı İstatistiklerine nazaran, en düşük yıllık ortalama gelirin tarım bölümünde yaşandığını, çiftçiler emeğinin karşılığını alamazken, tüketicilerin de yüksek enflasyon nedeniyle uygun fiyatlı besine erişemediğini vurgulayan Sarıbal, “2003-2023 yıllık ortalama gerçek büyüme suratı Gayrisafi Yurt İçi Hasılada yüzde 5,5 olurken tarımda yüzde 2,7’de kaldı. TÜİK’in 28 Şubat’ta açıkladığı datalara nazaran 2024 yılında GSYH bir evvelki yıla nazaran yüzde 3,2, tarım ise yüzde 3,9 büyüdü. Lakin tarımda maliyetler yaban otları üzere artarken çiftçinin eseri geçen yılki kadar bile para etmedi. Saray iktidarının övündüğü ekonomik büyüme ne üreticiye ne de tüketiciye yansıdı. Bu süreçte kazananlar ise büyük besin şirketleri, zincir marketler ve ithalatçı ve ihracatçılar oldu. Tarım eserlerinde üretimin artırılması, üreticilerin desteklenmesi ve girdi maliyetlerinin düşürülmesi, besin enflasyonuyla uğraşta kritik kıymete sahip. Çiftçilerin kullandığı mazot, gübre, tohum ve yem üzere temel girdilerin sübvanse edilmesi, üretimin artırılması açısından büyük ehemmiyet taşıyor” halinde konuştu.
