TÜRKONFED: Demokrasi ve hukuk güçlendirilmeden istikrar mümkün değil
TÜRKONFED, son periyotta demokratik yollarla seçilmiş mahallî yöneticilerin vazifeden alınarak yerlerine kayyum atanmasının toplumda ve ülkenin geleceği üzerinde yarattığı tesirleri tasayla takip ettiklerini açıkladı.
TÜRKONFED Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada şöyle dendi:
“Demokratik yollarla vazifeye gelmiş yöneticilerin, seçim sonrası işlenmiş kabahatlerle ilgili mutlaklaşmış yargı kararı olmadığı halde vazifelerinden alınması, kamuoyunun demokrasiye olan inancını zayıflatmakta ve ülkemizin kalkınma maksatlarına ulaşmasını güçleştirmektedir.
Demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün garanti altında olduğu bir ortam, toplumsal istikrarın ve inançlı bir yatırım ikliminin temelidir. Ülkemizin ulusal ve memleketler arası alanda uzun vadeli amaçlarına ulaşabilmesi için bu bedellere dayanan bir idare anlayışı kuraldır. Seçimle iş başına gelen mahallî yöneticilere yönelik bu çeşit müdahaleler, sadece hukuk unsurlarına gölge düşürmekle kalmayıp yerli ve yabancı yatırımcıların itimadını zedelemekte, nihayetinde sürdürülebilir kalkınmayı da olumsuz etkilemektedir.
“Bu durumun baştan netleştirilmesi gerekiyor”
Öte yandan demokratik bir sistemde seçime giren şahısların yasal çerçevede mahzur teşkil eden bir durumu varsa bu durumun baştan netleştirilmesi gerektiği açıktır. Seçime katılmalarında sakınca görülmeyen ve seçmenin iradesiyle vazifeye getirilen yöneticilerin sonradan misyondan alınması, kamu vicdanını yaralamaktadır. Bu süreçlerin şeffaf ve öngörülebilir bir halde işletilmesi, demokrasinin saygınlığını ve hukuk sisteminin güvenilirliğini sağlamak açısından gerekli ve kaçınılmazdır.
“Ekonomik istikrar sağlamak mümkün değil”
TÜRKONFED olarak, demokrasinin temelini oluşturan halk iradesine dayalı seçim sonuçlarının ve lokal idarelerin korunmasının, toplumsal huzur ve ekonomik kalkınma için mecburî olduğuna inanıyoruz. Demokrasi ve hukuk güçlendirilmeden siyasi ve ekonomik istikrar sağlamak mümkün değildir. Siyasi ve idari tarihimiz, bu cins tekniklerin toplumsal problemleri çözmekte tesirli olmadığını tekraren göstermiştir. Halkın seçtiği yöneticilerin sırf yargı kararları çerçevesinde kıymetlendirilmesi, inanç ortamını pekiştirerek hem iş dünyasında hem de toplum genelinde istikrarlı bir gelecek için en sağlıklı temeli oluşturacaktır. Demokratik süreçlerin işlerliğinin korunması, ülkemizin kalkınma yolunda atacağı adımların kalıcılığı için vazgeçilmezdir.”
