Son dakika: Erdoğan’dan 2030 sanayi ve stratejisi açıklaması: 7 milyar dolarlık bütçeyi değerlendirdik

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan Kabine Toplantısı sona erdi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki toplantı 3 saat sürdü.

Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları:

Gece gündüz demeden büyük ve güçlü Türkiye’yi inşa uğraşımızı sabırla sürdürüyoruz. Almanya Cumhurbaşkanı ile terörle çaba, sistemsiz göç, vatandaşlarımızın vize sorunu, Almanya’daki Türk toplumunu ilgilendiren konular üzere birçok mevzuyu istişare ettik. Göçmen düşmanı ve İslam aksisi üzere çok sağ hareketlere dikkat çekiyorduk. Son yapılan birçok seçimde maalesef kaygılarımızın haklılığı ortaya çıktı. Avrupa merkez siyasetinin vaktin ruhunu yanlışsız okuyamaması bunun sebeplerinden biridir. Geçtiğimiz yüzyılın albenisi olan liberal demokrasi önemli krize ve darboğaza girmiştir. Liberal demokrasi artık eski gücünü, prestijini, tesirini yitirmiştir.

Hayat üzere siyaset de boşluk kabul etmez. Batı’da yaşanan durum işte budur. Avrupa’daki son seçimlerde çok sağcı demagoglar dolduruyor. 61 binden fazla sivilin katledilmesini seyreden Batılı kuruluş ve başkanlar Gazze’deki insanlık imtihanında sınıfta kalmışlardır. Çok sağ hareketler bugün Avrupa’da siyasetin belirleyici hale gelmiştir. 4-5 nesildir Avrupa’da yaşayan vatandaşlarımızın huzur ve iyiliğine büyük ehemmiyet veriyoruz. Çok sağ gerçekliğinin Avrupalı Türkler ve Müslümanlar açısından tehdit oluşturmaması için gelişmeleri dikkatle takip ediyoruz.

“AB’yi yalnızca Türkiye kurtarabilir”

Son devirde AB ile ilgilerimizin eski ritmine kavuşmakta olmasını önemsiyoruz. AB’yi iktisattan savunmaya, siyasetten memleketler arası prestiji içine çıktığı çıkmazdan yalnızca Türkiye kurtarabilir, Türkiye’nin birliğe tam üyeliği kurtarabilir. AB bu gerçeklerle ne kadar erken yüzleşirse kendileri için o derece güzel olacaktır. Biz daima olduğu üzere yapan anlayışla karşılıklı faydaı ve hürmet temelinde üyelik sürecini ilerletmek niyetindeyiz. AB’nin ve birliğe yol veren ülkelerin yanlışta ısrar etmekten vazgeçmesi gerekiyor.

“Tüm dünyayı kucaklamayı sürdüreceğiz”

Türkiye olarak 360 derecelik bakış açısıyla pergelin bir ayağını Ankara’ya sabitleyip oburuyla tüm dünyayı kucaklamayı sürdüreceğiz. Toplamda 650 milyona yaklaşan nüfuslarıyla bölgelerin parlayan yıldızları olan Malezya, Endonezya ve Pakistan’ı kapsayan ziyaretimiz son derece verimli geçti. Aramızdaki ticari, ekonomik, kültürel, savunma ve beşeri münasebetlerimizi daha da güçlendirdik. Şahsımıza ve heyetimize yönelik teveccüh ve muhabbete, sokaklara taşan sevgi seline şahitlik edip de duygulanmamak zati elde değildi. Halktan büyük hüsnü kabul gördük. Ellerinde al bayraklarıyla onbinlerce insan bizleri selamladı.

Türkiye’nin İslam dünyasındaki güçlenen rolüne vurgu veren iltifatları bu memleketin onurlu bir evladı olarak memnuniyetle karşıladık. Ziyaretimizin hafızalara kazınan yanlarından biri de her üç ülkenin önderine armağan ettiğimiz ulusal elektrikli arabamız TOGG’du. TOGG ikramın ötesinde yeni Türkiye’nin adeta simgesi haline dönüşmüştür.

“Yaz aylarında Sedan modeli de piyasaya sürülecek”

Bu memleketin ekmeğini yiyen, havasını soluyan, suyunu içen herkesin bu ziyaretten iftihar etmesi gerekir. Dünyanın hiçbir yerinde muhalefet ulusal gururu oluşturan fotoğraflardan memnuniyetsizlik duymaz. Biz de bir türlü iflah olmayan yıkıcı bir muhalefet var. Ne diyelim, bu bizim imtihanımız. TOGG’un 52 binden fazlası şu an yollarda. İnşallah yaz aylarında sedan modeli de piyasaya sürülecek. Çinli şirketin 1 milyar dolar yatırımla Manisa’da kuracağı elektrikli araç üretim tesisi ve ARGE merkezi çalışmalarında önemli uzaklık kat edildi.

2024 yılında dünyada 17 milyondan fazla elektrikli araç satıldığı dikkate alındığında bu yatırımların ehemmiyeti daha net görülecektir. Bir öteki Çin firması Samsun’da şu anda yapıyor. Hazırlıklarını tamamladı, çok kısa vakit içerisinde Samsun’da bu markanın temelinin atıldığını göreceğiz. Türkiye’yi yüksek teknoloji yatırımların odağı haline getirmek için bundan sonra da çalışacağız.

“2030 sanayi ve stratejisini bugünkü kabine toplantısında ele aldık”

Dün açıkladığımız Türkiye Yüzyılı Islahat Programı büyük bir titizlik içinde hazırlandı. Islahat programımız ileri teknoloji yatırımlarında da ülkemize farklı ufuk kazandıracaktır. 5 temel sütun üzerine inşa ettiğimiz ıslahat programıyla Türkiye’yi yüksek lige çıkaracağız. 2030 sanayi ve stratejisini bugünkü kabine toplantısında ele aldık. Mobilite, petrokimya, savunma ve güneş gücü alanlarda hayata geçecek 7 milyar dolara sahip bütçelerini değerlendirdik.

Rusya-Ukrayna savaşı

Partimizin 12 Ekim’de başlayan kongre maratonunu dün tamamladık. Türk demokrasisine prestij kazandıran örnek bir kongre sürecini yürüttük. İnşallah bundan sonra yabancı kabul ve yurt dışı temaslara daha fazla tartı vereceğiz. Geçen hafta sayın Zelenski’yi ülkemizde misafir ettik. Bugün de sayın Lavrov’u kabul ettik. Rusya-Ukrayna savaşının sona erdirilmesine yönelik diplomatik gayretlerin ağırlaştığı devirde bu ziyaretleri değerli buluyoruz.
Muhalefetin bizi çekmek istediği tuzağa düşmeden iki ülkeyle güzel ilgiler geliştirdik. Mart 2022’de İstanbul’da iki ülke ortasında direkt müzakerelere mesken sahipliği yaptık. Karadeniz Tahıl Teşebbüsü’nü hayata geçirdik. 33 bin ton tahılın Türk boğazları üzerinden dünya pazarlarına ulaşmasını sağladık. Böylelikle global besin krizine pürüz olduk.

“Ukrayna da müzakerelere davet edilmelidir”

Amerikan lideri Sayın Trump’ın savaşı müzakereler yoluyla bitirme iradesini prensipte olumlu karşılıyoruz. Burada şu gerçeğin ihmal edilmemesi gerekiyor; adil ve kalıcı barışa giden yol ilgili tüm tarafların temsil edildiği bir denklemle açılabilir. İstanbul süreci hariç bugüne kadar kurulan masalarda Rusya dışlanmış ve istenen sonuç alınmamıştır. Ukrayna da müzakerelere davet edilmelidir. Bu mevzudaki hakkaniyetli duruşumuzu hem sayın Zelenskyi hem sayın Macron hem de sayın Lavrov’a ifade ettim.

Bölgemiz kana, gözyaşına ve çatışmaya artık doymuştur. Yüzbinlerce insanın hayatına mal olan her iki ülkeye de ağır bedeller ödeten bu savaşın artık son bulmasını istiyoruz. İstikrarlı tutumuyla her ülkenin inancına mazhar olmuş devlet olarak kalıcı ve adil barış için elimizden geleni yapacağız. Gazzeli kardeşlerimizin kendi topraklarında huzur içinde yaşaması, Lübnan’ın güvenliği ve Suriye’nin toprak bütünlüğü hususlarında taviz vermeyecek ve kardeşlerimizin yanında tüm imkanlarımızla yanında olacağız.

Rahmet, mağfirefet ve rahmet ayı olan Ramazan-ı Şerif’e yaklaşmanın heyecanı, ümidi, memnunluğu içindeyiz. Önümüzdeki cuma birinci teravihi idrak edip, birinci savuru yaparak Ramazan ayına başlayacağız. Vatandaşlarımızın Ramazan-ı Şerif’ini şimdiden tebrik ediyorum. Yurt dışında ve dünyanın farklı köşelerinde umutlarını ülkemize bağlamış kardeşlerimize güzel ramazanlar diliyorum.

Ramazan öncesinde fırsatçılık peşinde koşanlar için gereken her türlü önlemi alıyoruz ve alacağız. Tamahkarların milletimizin Ramazan sevincine gölge düşürmemek için bakanlıklarımız ağır uğraş içindeler. Ramazan fırsatçılığının ekonomik sıkıntı olmaktan çok önemli bir ahlak ve vicdan sorunu olduğunu hepimiz çok uygun biliyoruz.