Sağlık Bakanlığı’ndan KKKA açıklaması! ‘Kene yoğunluğu önceki senelerden fazla değil’
Son devirlerde artan kene olaylarının akabinde Sağlık Bakanlığı‘ndan mevzuya ait açıklama geldi. Açıklamada Türkiye’de kene yoğunluğunun geçmiş yıllara kıyasla arttığına dair rastgele bir bulgunun bulunmadığını ve Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığıyla çabanın kesintisiz sürdüğü duyuruldu.
“Tüm kenelerde hastalık etkeni yok”
Bakanlıktan yapılan açıklamada, Türkiye’nin coğrafik özelliklerinin kenelerin çoğalmasına uygun olduğu vurgulandı. Bilhassa hayvancılığın yaygın olduğu bölgelerde kenelerin daha sık görüldüğü belirtilerek, “Türkiye’de kene yoğunluğunun evvelki yıllardan daha fazla olduğuna dair bir tespitimiz bulunmamaktadır. Bilinmelidir ki tüm kenelerde hastalık etkeni yok, yani her kene tutunan kişi hastalığa yakalanmaz” denildi.
2002 yılında görülmeye başlandı
KKKA olaylarının 2002 yılında İç Anadolu’da görülmeye başlandığı, 2003’te ise kesin teşhis konulduğu hatırlatıldı. Bu hastalığın Sıhhat Bakanlığı’nın oluşturduğu hadise bildirim sistemleri üzerinden sistemli olarak takip edildiği belirtildi.
Tokat’ta tespit edildiği sav edilen Haemaphysalis longicornis çeşidi kene ile ilgili olarak, bu tıbbın Doğu Asya kökenli olduğu, ABD, Avustralya ve Yeni Zelanda üzere ülkelerde de bulunduğu tabir edildi. Bakanlık, “Bu çeşidin insanlara KKKA virüsünü taşıdığına, KKKA hastalığına neden olduğuna ya da bölgede bu hastalığın dışında diğer bir hastalığa yol açtığına dair bilimsel bir data yoktur. Bu kene tipi ile ilgili yapılacak çalışmalara yönelik değerlendirmelerimiz devam etmektedir” bilgisini paylaştı.
Hastalığa yakalanan şahıslarla temastan kaçınılmalı
Kene ısırıklarına karşı alınması gereken tedbirler de hatırlatıldı. Riskli alanlardan dönüşte bedenin bilhassa kulak gerisi, koltuk altı, kasık ve diz ardı üzere bölgelerinin denetim edilmesi gerektiği vurgulandı. Kenelerin uygun halde çıkarılması ve çıplak elle temas edilmemesi gerektiği tabir edilirken, “Hastalığa yakalanan bireylerin kan ve beden sıvıları ile hastalık bulaşabildiğinden, hasta ile temas eden bireylerin gerekli korunma tedbirlerini (eldiven, önlük, maske vb.) alması gereklidir” denildi.
