Narin Güran davasında 15 sanığa 5 yıla kadar hapis talebi

Diyarbakır Merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos’ta kaybolan ve 8 Eylül’de Eğertutmaz Deresi’nde cansız vücuduna ulaşılan Narin Güran’ın öldürülmesine ait tutuklu sanıklar Birsen, Fuat ve Maşallah Güran, Salim Güran’ın çalışanı Mehmet Selim Atasoy, Mehmet Şevket Kaya ve Muhammed Kaya ile tutuksuz sanıklar Şeyma Kaya, İkram Güran, İbrahim Halil Güran, Barış Güran, Kurtuluş Güran ve Ömer Faruk Güran ile suça sürüklenen çocuklar R.A. (16), M.G. (16) ve İ.K’nin (17) “suçluyu kayırma” kabahatinden yargılandığı davada, Cumhuriyet savcısı temel hakkındaki mütalaasını tamamladı.

10 sayfalık mütalaa sunuldu

Savcı, celse ortasında hazırladığı 10 sayfalık mütalaayı Diyarbakır 17. Asliye Ceza Mahkemesi’ne sundu. Mütalaada, Narin Güran’ın kaybolduğu ihbarının akabinde başlatılan arama çalışmaları ve yürütülen soruşturma ile bu süreçte yaşanan gelişmelere yer verildi.

6’sı tutuklu 12 sanık ile suça sürüklenen 3 çocuğun soruşturma ve kovuşturma evresindeki tabirlerinin de yer aldığı mütalaada, kıymetlendirme kısmında şunlar kaydedildi:

“Sanıkların ve suça sürüklenen çocukların verdikleri beyanların kendi ortalarında çelişkili ve tutarsız olduğu, yargılamada netleşen maddi kanıtlarla de uyuşmadığı, buna karşın ısrarla tıpkı formda beyanda bulunmalarının hayatın olağan akışına muhalif olduğu, jandarma işçisinin daima takip edilip dinlenilerek çalışmalara mani olunmaya çalışıldığı anlaşıldı. Birtakım sanıkların ellerinde bulunan çubuklarla yangın çıkmasına sebebiyet verdiği, kimi sanıkların bulduğunu sav ettiği terlik ile olayın seyrini değiştirmek istediği, kimi sanıkların ise telefon kayıtlarını silerek organize bir biçimde olayın ve gerçek fail ya da faillerin tespitine mahzur olmaya çalıştıkları belirlenmiştir. Bu çeşit beyanlar ve aksiyonlar sebebiyle araştırmaların farklı mecralara yöneltildiği ve cinayet aksiyonu ile hareketi gerçekleştirenlere yönelik araştırma yapılmasının açıkça engellendiği, şüphelilerin verdikleri gerçek dışı beyanlarıyla, tutanakta bulunduğu halde yangın çıkararak, jandarma işçisini takip ederek ve dinleyerek, jandarma işçisini yönlendirici temelsiz ihbarlarda bulunarak, telefon kayıtlarını silerek cürüm işleyen bireylerin araştırmadan kurtulmalarına imkan sağlamak suretiyle ortak saikle hareket ederek üzerlerine atılı ‘suçluyu kayırma’ kabahatini işledikleri anlaşılmıştır.”

Mütalaada, sanıklar Barış Güran, Birsen Güran, Fuat Güran, Armağan Güran, İbrahim Halil Güran, Kurtuluş Güran, Maşallah Güran, Mehmet Selim Atasoy, Mehmet Şevket Kaya, Muhammed Kaya, Ömer Faruk Güran ve Şeyma Kaya’nın aksiyonlarına uyan TCK’nin 283/1,53/1 ve 63. hususları uyarınca, suça sürüklenen çocuklar İ.K, M.G’nin aksiyonlarına uyan TCK’nin 283/1, 31/3, 63. unsurları ile Çocuk Muhafaza Kanunu’nun 5. unsuru uyarınca, suça sürüklenen çocuk R.A’nın aksiyonuna uyan TCK’nin 283/1, 31/2, 63. unsurları ile Çocuk Muhafaza Kanunu’nun 5. unsuru uyarınca 6 aydan 5 yıla kadar farklı ayrı cezalandırılmaları talep edildi.

Suçlu kayırmak ve gerçeğe muhalif kanıt üretme suçu

Tutuklu sanıklar Birsen Güran, Fuat Güran, Maşallah Güran, Mehmet Şevket Kaya, Mehmet Selim Atasoy ve Muhammed Kaya’nın üzerlerine atılı cürmün vasıf ve mahiyeti, cürüm için kanunda öngörülen ceza ölçüsü, sanıkların suçluları kayırmak hedefiyle gerektiğinde gerçeğe alışılmamış kanıt de üretmek suretiyle aksiyonda bulunmaları hususu göz önüne alındığında kanıt karartma ve kaçma kuşkusunun varlığı nazara alınarak kararla birlikte tutukluluk hallerinin devamının talep edildiği mütalaada, sanıklar Kurtuluş Güran, Ömer Faruk Güran ve suça sürüklenen çocuk M.G. hakkında uygulanan isimli denetim önlemlerinin devamı istendi.

Mütalaada, sanıkların ve suça sürüklenen çocukların gerçekleştirdikleri aksiyonun niteliği, olayın oluş biçimi, aksiyondan sonraki ve yargılama sürecindeki tavır ve davranışları dikkate alınarak haklarında TCK’nin 62. unsurunun uygulanmasına yer olmadığı söz edildi.

Mahkemeye 2 Mayıs’ta devam edilecek

Savcı mütalaasında, sanıkların işledikleri hatanın kasti cürüm olması nedeniyle haklarında hürriyeti bağlayıcı cezaya hükmolunması durumunda 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunun 53. unsurunun 1. fıkrası yeterince muhakkak hakları kullanmaktan mahrum bırakılmalarını, suça sürüklenen çocuklar hakkında 5395 sayılı kanun kararları ile mahkemenin gerekli görmesi halinde 5395 sayılı Kanunun 5. hususundaki hami ve destekleyici önlemlerin uygulanmasını istedi.

6’sı tutuklu 12 sanık ile suça sürüklenen 3 çocuğun yargılanmasına 2 Mayıs’ta devam edilecek.