KKTC Cumhurbaşkanı Tatar: Kıbrıs’ta federasyon meselesi kapanmıştır
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, ziyaretlerde bulunmak için geldiği Samsun’da birinci olarak valiliği ziyaret etti. Ziyaretin akabinde Samsun Valiliği Toplantı Salonu’nda basın mensupları ile söyleşi yapan Tatar, Kıbrıs problemiyle ilgili değerli açıklamalarda bulundu.
20 Temmuz 2024’ü büyük bir coşkuyla KKTC’nin 50’nci yıldönümü olarak kutladıklarını söz ederek söyleşiye başlayan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde sahiden merasimlerde Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da iştirakiyle oradan verilen iletiler çok değerliydi, çok kıymetliydi, çok değerliydi. Beni daima etkileyen Sayın Cumhurbaşkanı’nın ‘Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Türkiye Cumhuriyeti’nin göz bebeğidir’ formundaki sözüydü. Esasen hepinizin de bildiği üzere gelişmelere bakıldığında artık Kıbrıs’ta yeni bir siyaset izlenmektedir. Benim 4 yılı tamamladığım Cumhurbaşkanlığında Türkiye’nin dayanağıyla sunduğumuz yeni siyasetimiz artık Kıbrıs’ta federasyon problemi kapanmıştır. Yani Kıbrıs’ta Rumlarla bir iştirakin artık hiçbir manası kalmamıştır. Bütün fırsatlar yitirilmiştir, tüketilmiştir. Her türlü düzgün niyetimize karşın Rum tarafı her kapsamlı görüşme planını ki birleşik devletlerin sunduğu hepsine ret oyunu kullanmıştır” diye konuştu.
“Mavi Vatan’da KKTC’nin de hakkı vardır, hukuku vardır”
Kıbrıs’ta Türk halkının binlerce yıldır bağımsız olarak yaşadığına değinen KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, “Dolayısıyla artık yeni bir sayfanın açılmasıyla iki devletli tahlili savunuyoruz. İki devletli tahlilde Kıbrıs Türk halkı, 500 yıllık tarihiyle, geçmişiyle, verdiği gayretleriyle başka bir halk olarak kendi geleceğini tayin etme hakkıyla kendi devletiyle yürüyebilecektir. Doğu Akdeniz’deki jeopolitik, jeostratejik, güvenlik sıkıntılarına ve gelişmelere baktığımızda artık zati bunun bu türlü olması gerekir. Zira Kıbrıs, Türkiye’den yalnızca 40 mil uzakta. Yani o kadar yakın ki sabah kalktığınızda Toroslar’ı görürsünüz.
Türkiye’den baktığınızda Beşparmaklar’ı görürsünüz. Anavatan Türkiye Cumhuriyeti, Yavruvatan Kuzey Kıbrıs Cumhuriyeti ve Mavi Vatan ki o bölgelerdeki Akdeniz’deki hakkımıza baktığımızda hem Türkiye Cumhuriyeti’nin 2 bin kilometrelik İskenderun’dan Ege’ye kadar kıyı şeridindeki bölgede Akdeniz’de en uzun kıyı şeridi Türkiye Cumhuriyeti’nindir ve bizlerin de eski Erenköy’den Karpazburnu’na ve Karpazburnu’ndan aşağı Gazimağusa’ya ve Maraş’a kadar olan kıyı şeridimize baktığımızda bütün deniz yetki alanları kara suları kıta sahanlığı, ekonomik bölge üzere kavramlarla Mavi Vatan’da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 3 bin 800 kilometrekare kendi toprak bütünlüğünün kat ve kat fazlası denizde yani Mavi Vatan’da Kuzey Kıbrıs Hükümeti’nin hakkı vardır, hukuku vardır. Bunlar bilimsel manada bu kadar kıymetli ve değerlidir. Mavi Vatan’ın tam üstüne de Gökvatan dediğimiz hava alanındaki haklarımız ve buna bağlı olarak Türkiye Cumhuriyeti ile aramızdaki ilgilere binaen hem Mavi Vatan’da Akdeniz’de hem hava alanında ulusal çıkar ve ulusal menfaatlerimiz bakımından farklı bir coğrafyaya sahip olduğumuzu ve bunun büyük bir potansiyel olduğunu Kırgızistan’da katıldığım Türk Devletler Teşkilatı’nın toplantısında da tabir ettim. Yani Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti toprağıyla, deniz yetki alanlarıyla, hava alanıyla artık tüm Türk dünyasına çok şeyler katabilecek bir potansiyele sahiptir” diye konuştu.
“Biz başka bir halkız, farklı bir devletiz ve bağımsızlığımızı çoktan kazanmışızdır”
Kıbrıs’ta tek devlet anlayışını kabul etmediklerini ve 2 devletli anlayışı savunmaya devam edeceklerini söz eden Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “KKTC’yi tanıtmak için her gün her yerde çalışıyoruz, uğraşıyoruz. Ben Kırgızistan’daydım. Turizm bakanımız Londra’da turizm fuarındaydı. Sivil toplum örgütlerimizin kimileri halk danslarıyla Çekoslovakya’daydı. Her yerde her saat Kıbrıs Türk halkı gayretini sürdürmektedir. Dünyanın vicdanına kalmış olabilir. Lakin bizim vicdanımızla biz başka bir halkız, farklı bir devletiz ve bağımsızlığımızı çoktan kazanmışızdır. Zira onu hak ettik ve kazandık.
Ve daima söylediğim şey vardır. Bizim gerimizde 85 milyonluk Anadolu Türkiye Cumhuriyeti vardır. Anadolu Türkiye Cumhuriyeti’nin bizleri tanıması zati şu kadar ülkeye pahadır. O bakımdan çok kıymetli ve manalı ve bugün de görürsün işte şeyde Kırgızistan’da Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan oradaki açıklamaları vardı. Bütün dünyaya tekrar orada davetini yapmıştır. Kıbrıs Türk halkına yapılan haksızlıkların bir ay önce son bulması, ambargo ve izolasyonların kaldırılması ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması için gerekli diplomatik, ekonomik ve siyasi ilgilerin Kıbrıs Türk halkıyla kurulması gerektiğini Sayın Cumhurbaşkanımız yine orada söz etmiştir. Bütün Türk dünyası temelinde bunu desteklemektedir. İslam ülkeleri ortasında da çok sayıda ülke bizi desteklemektedir. Fakat maalesef ne demiş tekrar Sayın Cumhurbaşkanımız; ‘Dünya beşten büyüktür. Daha adil bir dünya mümkündür.’ İşte maalesef adaletsiz bir dünyada yaşıyoruz. Bu adaletsiz bir dünyada yaşadığımızı Birleşmiş Milletler’in (BM) genel sekreteri kendisi tabir etmiştir. O formda bir dünya” biçiminde konuştu.
“Kıbrıs, Osmanlı Devleti’nin devamı olduğu için adanın temel sahibi biziz”
Kıbrıs’ın aslında Türklere ilişkin olduğunu da belirten Cumhurbaşkanı Tatar, “Bugün Kıbrıs’a baktığımızda Kıbrıs 350 yıl kesintisiz bir Osmanlı adasıydı. Kıbrıs Türk halkı orada iki halkın bir adedidir. Ve temel prestijiyle Osmanlı Devleti’nin devamı olduğu için temel adanın sahibi bizlere nazaran bizdik. Lakin daha sonra İngiliz sömürge idaresinde yaşananlar, orada Rum nüfusunun çoğalması, bir kadro yaşanan talihsizliklerle tahminen sıkıntı süreçlerden geçtik ancak 1974 Kıbrıs Barış Harekatı ile yeni bir dönüm noktası başlamıştır. Ben bir kere daha tüm Mehmetçiklerimize buradan şükranlarımı tabir etmek istiyorum. Şehit düşenlere Allah’tan rahmet, hayatta olan tüm Kıbrıs gazilerimize sıhhat, memnunluk ve iyilik diliyorum” tabirlerini kullandı.
“Kıbrıs’ta iki halk vardır, iki devlet vardır, iki demokrasi vardır, bundan da geri dönüşü yoktur”
Türkiye ile ortalarındaki bağın bozulması için çeşitli oyunların oynandığına ve kelamlar verildiğine de dikkat çeken Tatar, ayrıyeten şunları söyledi:
“Bütün devletlerin münasebetlerimiz var, bağlantılarımız var. Fakat hepsi üzerinde çeşitli fark eden baskılar var. İşte bekleyiniz, şu olacak, bu olacak Kıbrıs’ta bütün işte batı ülkeleri bilhassa Avrupa Birliği. Zira Avrupa Birliği’nde kim var? Yunanistan var. Kim var? Kıbrıs Rum idaresi var. Onlar Avrupa Birliği’ni etkiliyorlar ve işte Kıbrıs’a birleşik bir Kıbrıs için hala daha umutlarını yitirmemişler; ‘Sakın ola Kuzey Kıbrıs’ı tanımayınız. Zira Kıbrıs’ın geleceği birleşik Kıbrıs’tır. Kıbrıs birleşik Kıbrıs olunca külliyen Kuzey ve Güney Avrupa Birliği’nin bir kesimi olacak. Münasebetiyle bu da Kıbrıslı Türkler için daha âlâ olacak’ biçiminde bizi bir kadro oyunlarla oyalama ve Türkiye ile aramızdaki bağların kopartılması için her türlü oyunu oynamaktadırlar.
Münasebetiyle bir ekip tehditler, bir ekip farklı yaklaşımlarda bizim tanınmamız gecikmektedir. Ancak şu bir gerçektir; Kıbrıs’ta iki halk vardır, iki devlet vardır, iki demokrasi vardır. Bundan da geri dönüşü yoktur. Bu kadar. Biz kendimizi tanıtmaya anlatmaya devam ediyoruz. Bugün bu iki devletli siyaseti biz her yerde kendi diplomatlarımızla, kendi iş insanlarımızla ve Kıbrıslı Türkler ile yalnızca Kıbrıs’ta yaşayan yarım milyon yakın insanımız değil. Birebir vakitte Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan Kıbrıslı en az o kadar insanımız var.
İngiltere’de 300 bin insanımız var. Avustralya’da 100 bin insanımız var. Ve dünyanın her yerinde çok başarılı Kıbrıs Türkleri var. Tabipler, mühendisler, iş insanları. Her yerde bu biçimde başarılı beşerler var. Herkes her yerde şu anda inanınız ki kalbi Kıbrıs ile atıyor. Herkes Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne sahip çıkıyor. Hasebiyle böylesine büyük bir çabanın içerisinde olan Kıbrıs Türk halkı hiçbir vakit umudunu yitirmeden Kuzey Kıbrıs’ı tanıtmak için her türlü fedakarlığı yapacaktır ve yapmaktadır.”
Söyleşiye Samsun Valisi Orhan Tavlı, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Rektörü Prof. Dr. Fatma Aydın, Samsun Vilayet Emniyet Müdürü Ahmet Arıbaş, Sahil Güvenlik Karadeniz Bölge Kumandanı Tuğamiral Ahmet Bahadır ve protokol üyeleri katıldı.
