İstanbul’da son 39 yılın en kurak mart ayı yaşandı
Meteoroloji Genel Müdürlüğü bilgilerinden derlediği bilgilere nazaran, Marmara Bölgesi mart ayı yağış ölçüsünün uzun yıllar ortalaması 66,1 milimetre olarak gerçekleşti.
Bölgeye geçen sene mart ayında 63 milimetre, bu yılın birebir devrinde ise 25,7 milimetre yağış düştü. Buna nazaran, bölgede mart yağışları uzun yıllar ortalamasına nazaran yüzde 61, geçen yılın tıpkı periyoduna nazaran ise yüzde 59 azaldı.
Mart ayında İstanbul’da yağışların azalması nedeniyle son 39 yılın en düşük mart ayı yağışı kaydedildi. Ayrıyeten Kırıkkale’de son 65, Balıkesir’de son 42, Kocaeli ile Sakarya’da ise son 36 yılın en düşük mart ayı yağışı kayıtlara geçti.
Yağışlı gün sayıları Kırklareli, Çanakkale ve Balıkesir etraflarında 15-20 gün aralığında gerçekleşti. Öte yandan yağışlı gün sayıları Kırıkkale etrafında yer yer 1 güne kadar düştü.
“Türkiye genelinde yağışlarda önemli düşüş gözlemliyoruz”
İstanbul Aydın Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi ve meteoroloji mühendisi Güven Özdemir, Türkiye’de bilhassa Marmara Bölgesi’nde yağışlarda değerli düşüş yaşandığını söyledi.
Marmara Bölgesi’nde yağışların geçen yıla nazaran yüzde 59, uzun yıllar ortalamasına nazaran ise yüzde 61 oranında azaldığını belirten Özdemir, “Türkiye genelinde yağışlarda önemli düşüş gözlemliyoruz. 39-40 yıllık ortalamalara bakıldığında da bu azalma net biçimde görülüyor. Kuraklık maalesef Türkiye’nin belini büküyor” dedi.
Özdemir, baraj doluluk oranlarının süreksiz bir rahatlama sağladığını lakin asıl tehlikenin devam ettiğini vurgulayarak “Barajlarımızın dolu olması bizi aldatmasın. Bu yıl Marmara ve Karadeniz kıyılarında tesirli olan kuvvetli yağışlar toprağın bir ölçü nemlenmesini sağladı lakin bu kâfi değil. Önümüzdeki yıllar için bu bir alarmdır” diye konuştu.
“Meteorolojik kuraklık yer altı sularını, gölleri, ırmakları etkiliyor”
Dünyada ortalama sıcaklık artışının 1,3 dereceye ulaştığını kaydeden Özdemir, metropollerde bu artışın daha da fazla hissedildiğini kaydetti.
Özdemir, fosil yakıt kullanımının hala yüksek düzeyde olduğunu belirterek, “Büyük ülkeler yeşil güce geçişte maliyet nedeniyle zorlanıyor. Lakin bu yakıtların kullanımından vazgeçilmezse kuraklık daha da artacak” tabirini kullandı.
Kuraklığın yalnızca meteorolojik değil, hidrolojik ve ziraî boyutları da olduğuna dikkati çeken Özdemir, “Meteorolojik kuraklık yer altı sularını, gölleri, ırmakları etkiliyor. Bu da ziraî kuraklığa, akabinde sosyoekonomik sorunlara yol açıyor” diye konuştu.
Özdemir, İstanbul’daki barajların yüzde 80‘in üzerinde dolu olduğunu fakat bunun rehavete neden olmaması gerektiğini vurgulayarak, “Vatandaşlar su tasarrufunda bulunmalı. Bu bir su seferberliği olmalı. Herkes kişisel olarak katkı sağlamalı. Birebir vakitte kentlerde betonlaşmanın önüne geçilmeli, ağaçlandırmaya yük verilmeli. Metropollerde yeşil alanların artırılması kuraklıkla uğraşta değerli bir adımdır” sözünü kullandı.
