IEA açıkladı: Küresel elektrik talebi tarihin en hızlı artışını yaşıyor!
Küresel elektrik talebinde, 2025-2027 yılları ortasında toplamda 3 bin 500 teravatsaat artış bekleniyor. Süratli artan talep, hidroelektriğe olan gereksinimi daha da artırıyor. Fakat iklim değişikliği kaynaklı dalgalanmalar güç arz istikrarını riske sokuyor.
Uluslararası Güç Ajansı’nın Elektrik 2025 raporu, artan talep ve iklim kaynaklı aksaklıklar karşısında güç arzını istikrara kavuşturmak ve riskleri azaltmak için güneş ve rüzgar gücünün hidroelektrikle entegre edilerek daha güçlü bir güç karışımı oluşturulmasını öneriyor. Ayrıyeten rapor, geniş çapta batarya depolama sistemleri ve pompalı depolama hidroelektrik santrallerinin kullanılmasının, düşük su düzeyleri devirlerinde elektrik arzını dengeleyebileceğini vurguluyor.
“Türkiye global ısınma nedeniyle su tarafından en fazla etkilenen ülkelerden biri”
Yeşil Hidrojen Üreticileri Derneği Lideri ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Kurucu Lideri Yusuf Günay, hidroelektrik santrallerinin iklim değişikliğinden olumsuz etkilendiğini belirterek, bu durumun Türkiye’nin güç arz güvenliği için önemli riskler taşıdığını vurguladı. Günay, dünyanın elektrik muhtaçlığının artışındaki temel sebeplerin klima kullanımının artması, elektrikli araçların günlük hayatın bir modülü olması ve 24 saat çalışan bilgi merkezleri olduğunu söyledi.
İklim krizinin hidroelektrik santrallerinin verimli ve tesirli çalışmasını negatif tarafta etkilediğini söyleyen Günay, “Kuraklık esasen suların azalmasına yol açtığı için verimlilik düşüyor. Türkiye global ısınma nedeniyle su istikametinden en fazla etkilenen ülkelerden biri. Hidro kaynaklara dayalı elektrik üretimi, bu nedenle önemli bir risk altında” tabirlerini kullandı.
“Yatırımcıyı teşvik edebilecek gerçek bilgilere dayalı bir hazırlık şart”
Yenilenebilir güç kaynaklarının entegrasyonu ve su idare stratejileri açısından atılması gereken adımlara değinen Günay, şunları kaydetti: “Türkiye hala kıymetli oranda potansiyele sahip ve önceliğin Devlet Su İşleri’nin envanter çalışmasına verilmesi gerekiyor. Yatırımcıyı bu hususta teşvik edebilecek gerçek bilgilere dayalı bir hazırlık yapılırsa, Türkiye potansiyelini tekrar harekete geçirebilir. Bu süreç, baz yük kapasitemizi artıracak ve birebir vakitte rüzgar ve güneşe dayalı yenilenebilir güç santrallerinin üretimine da katkı sağlayacaktır.”
