Son Dakika: Seçil Erzan’dan mahkeme başkanına mektup
Kamuoyunda “yüksek kârlı saklı fon” ismiyle bilinen dolandırıcılık davasında tutuklu yargılanan Seçil Erzan, mahkeme liderine öteki sanıkları ve müştekileri suçlayan bir mektup gönderdi.
Tutuklu sanık Seçil Erzan, İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti Lideri’ne, yarın yapılacak duruşma öncesi 27 sayfalık bir mektup gönderdi.
Erzan mektubunda, müşteki Ömer Kahraman’ın, parasını bankadan çekerek sanık Nazlı Can’a teslim ettiğine dair kendisine ileti attığını, daha sonra Kahraman’ın yanında bankanın bölge müdürü Ahmet Çelik’in olduğunu belirterek, iletileri sonlandırdığını ve durumu Çelik’ten sakladığını öne sürdü.
Parasının faizinin günü geçtiğinde Kahraman’ın Çelik’i aramadığını, bir kafede anaparasını faizleriyle kendisinden aldığını söz eden Erzan, bu sırada Kahraman’ın masaya mermi koyarak kendisini tehdit ettiğini de ileri sürdü.
‘Arda Turan parasının tamamını aldı’
Dosyadaki futbolcular ile kimi müştekilerin birbirini yönlendirmesi ve paralarını çoğaltmak istemeleri maksadıyla kendisine geldiklerini belirten Erzan, Arda Turan’ın ana parasının neredeyse tamamını almasına karşın 7,5 milyon dolar daha alacağı olduğunu söyleyerek gerçek olmayan meblağ söylediğini argüman etti.
Erzan, “Arda Turan sözlerinde yıllarca mevduat için çok sık aradığımı lakin kendisinin faiz almadığını herkesin bildiğini belirtiyor. Lakin Turan’ın yıllar sonra birden teğe benimle çalışmaya karar vermesi, gayrimenkullerini satarak, arkadaşlarından borç alarak nakit yaratma telaşına girmesi, yıllarca bankadaki mevduat ve faizi için arayıp ikna edemediğimin ve yüksek faiz beklentisinin ispatıdır” savında bulundu.
Erzan, mektubunda ayrıyeten, “Ben Fatih Terim ile çalışıyordum. Ben şube müdürü Seçil Erzan olarak Parıltı Erkasap’a, Volkan Bahçekapılı’ya Emre Belözoğlu’na, Buse Terim’e, Terim Arıcan’a, Arda Turan’a, Emre Çolak’a, Musa Mert Çetin’e, Muslera’ya ve Selçuk İnan’a gitmedim. Emre Belözoğlu’nu hiç tanımıyordum. 18 Mart tarihinde birinci kez gördüm. Volkan Bahçekapılı, kefilliğim kelam konusu diyerek açıkça ikna edilmesinde bir dahlim olmadığını ikrar etmiştir” sözlerini kullandı.
10 kişi tefeci iddiası
Diğer sanıklar Ali Yörük, Atilla Yörük, Hüseyin Eligül ve Nazlı Can’ın da ortasında olduğu 10 kişinin tefeci olduğunu öne süren Erzan, bu şahısların kendisinden zorla imzalı kağıt aldığını, tehditle zorla parasını aldıklarını ve kendisine şiddet uyguladıklarını tabir etti.
Seçil Erzan, Ali Yörük’ün faiz ödeyeceği mazeretiyle ve kendisini korkutarak emrivaki biçimde paralar aldığını, babasından kalan meskenine haciz gönderdiğini bildirdi.
Erzan, mektubunu şöyle tamamladı:
* Bana para verip mağdur olduğunu söyleyen herkes tefecilik iradesi ile hareket etmiştir. Birçoğu belgede olan şahıslar birbirlerinin paraları ile bilerek zenginleşmişlerdir. Para hırsı insani bedellerinin önüne geçmiş şahıslar yüzünden yaşadığım çok sıkıntı günlerden, travmatik olaylardan sonra tutukluyum. Kimseye kötülük yapma emelinde olmadım. En berbat günleri ben yaşadım. Bedelini ödedim. Ödemeye de devam ediyorum. Bu yaşadıklarım artık son bulsun.
Seçil Erzan davasında neler oldu?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, sanık Seçil Erzan’ın bir bankanın Levent’teki şubesinde müdür olarak çalıştığı ve müşteki Bülent Çeviker’den ferdî inanç alakasına dayalı 2 milyon dolar alarak yüksek kâr vaadiyle yine kendisine iade edeceğini bildirdiği kaydediliyor.
İddianamede, para karşılığında yazılı evrak verildiği fakat müşteki Çeviker’in daha sonra Erzan’a ulaşmaya çalışsa da bunun gerçekleşmediği, durumu bankaya bildirdiği, banka tarafından araştırma yapıldığı, Erzan hakkında kabahat duyurusunda bulunulduğu tabir ediliyor.
Sanık Erzan’ın bu teknikle futbolcular, iş insanları ve çeşitli meslek kümelerinden müştekilere, yüksek kar getirisi olan emniyetli bir fon bulunduğunu ve kamuoyunda tanınan Fatih Terim ve Hakan Ateş üzere isimlerin bu fona dahil olduğunu söyleyerek müştekileri bu fona para yatırmaya ikna ettiği anlatılan iddianamede, gerçekte ise bu türlü bir fonun hiç olmadığının tespit edildiği belirtiliyor.
İddianamede, Erzan’ın, müştekilerin verdiği paralara ait geçersiz evraklar oluşturduğu, bu dokümanlara bankanın kaşesini ve ıslak imzasını atıp müştekilere teslim ettiği ve dolandırıcılık kastıyla hareket ettiği kaydediliyor.
385 yıla kadar mahpusu isteniyor
Sanık Erzan’ın “özel evrakta sahtecilik” ve “tacir yahut şirket yöneticisi olan ya da şirket ismine hareket eden bireylerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık” kabahatlerinden 109 yıldan 358 yıla kadar mahpusu isteniyor.
Sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürk’ün de birebir cürümlerden 3 ile 98 yıl ortasında mahpusla cezalandırılması istenen iddianamede, sanık Düş Sağır’ın ise “nitelikli dolandırıcılık” cürmünden 3 yıldan 10 yıla kadar mahpusla cezalandırılması talep ediliyor
İddianamede, Süleyman Aslan ve Mojtaba Haghani’nin “tefecilik” kabahatinden başka farklı 2’şer yıldan 6’şar yıla kadar mahpus ve 500 günden 5 bin güne kadar isimli para cezasına çarptırılması talep edilirken, Erkasap’ın ise “tacir yahut şirket yöneticisi olan ya da şirket ismine hareket eden bireylerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında dolandırıcılık” cürmünden 9 yıldan 30 yıla kadar mahpusla cezalandırılması isteniyor.
