İran’dan dünyaya net mesaj: İsrail durursa biz de dururuz

İran, gece yarısı İsrail’in hücumlarına misilleme yaparak Tel Aviv ve Hayfa’yı amaç alan bir dizi füze atışı gerçekleştirdi. Çok sayıda binanın yıkıldığı ve 4 kişinin öşdüğü saldıların akabinde İsrail, halka sığınaklarda kalmaları gerektiğini bildirdi.

İran devlet televizyonu, Hayfa’da bulunan petrol rafinerisinin gaye alındığını açıkladı.

İran İhtilal Muhafızları, savaş jeti yakıtı üretimi yapılan bir tesisin vurulduğunu açıklarken, İsrail’in taarruzları sürdürmesi durumunda İran hücumlarının çok daha ağır ve geniş kapsamlı olacağı belirtildi.

“İsrail durursa biz de dururuz”

Saldırılar devam ederken İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, İran’ın İsrail’e karşılığının legal müdafaa olduğunu belirterek “İsrail durursa biz de dururuz” açıklamasını yaptı.

Tahran’daki büyükelçiler ile toplantı gerçekleştiren Arakçi ABD’nin İsrail ordusuna yardım ettiğini savunarak, “Bu akın ABD’nin teçhizatı olmadan mümkün olmazdı” dedi.

“Savaşın Basra Körfezi’ne taşınması büyük hata”

Nükleer tesise atağa, BM Güvenlik Kurulu’nun kayıtsız kaldığını belirten Arakçi, tenkitlere de şöyle karşılık verdi:

“Biz hücumlara karşılık verdik. Bu, milletlerarası alakalarda kabul görmüş legal müdafaa hakkına dayanıyor. Bu operasyonlar devam edecek. Dün Aseluye’ye yapılan atak son derece tehlikeli bir hareketti. Savaşın Basra Körfezi’ne taşınması büyük bir stratejik kusurdur. Basra Körfezi, son derece hassas bir bölgedir. Herhangi bir askeri gelişme tüm bölgeyi ve hatta dünyayı etkileyebilir. Uluslararası toplumun bir an evvel bu saldırganlıkları durdurması gerekir.”

Uluslararası toplumun, nükleer tesislere saldırıyı kesin bir halde kınaması ve İsrail’in bu hareketi nedeniyle cezalandırılması gerektiğinin altını çizen İran Dışişleri Bakanı, ABD’nin de bu hücuma karışmadıysabunu açık ve resmi bir formda ilan etmesi gerektiğini bildirdi.

“Savaşı biz istemedik, bize dayatıldı”

İran’ın akınlarında amacın sadece İsrail’in içindeki noktalar olduğunu, bölgeyi yahut öteki ülkeleri savaşa çekmek istemediklerini vurgulayan Abbas Arakçi, “Savaşı biz istemedik, yalnızca nükleer programımızla ilgili diplomasi yürütüyorduk. Fakat savaş bize dayatıldı. Biz legal savunma yapıyoruz. Bugün Maskat’ta nükleer müzakerelerin altıncı tipini yapmamız gerekiyordu. İran’ın nükleer silah edinmemesi amacını taşıyan bir muahedeye varmaya hazırız lakin mutabakat, İran’ın nükleer haklarını ortadan kaldırma hedefini taşıyorsa bunu kabul etmeyiz” tabirlerini kullandı.

İsrail’e sabotaj suçlaması

İsrail’in geçmişte de sabotajlarla müzakereleri baltalamaya çalıştığını hatırlatan Arakçi, “2021 baharında Viyana’daki müzakereler sırasında Natanzi nükleer tesisinde sabotaj yapıldı ve elektrik kesilerek santrifüjlere ziyan verildi. O vakit İran olarak uranyum zenginleştirmeyi yüzde 60 düzeyine çıkardık. Hasar gören tüm santrifüjler daha güçlü modellerle değiştirildi” dedi.
Konuşmasında milletlerarası topluma davet yapan Arakçi, “Uluslararası toplum, İsrail’in kabahatlerine karşı durmalı ve bu rejimin milletlerarası hukuku hiçe saymasına karşı net hal almalıdır. Barışın sağlanmasının en tesirli yolu budur” diye konuştu.