Türkiye, savunma sanayisi ihracatta ilk 15’te! NATO’ya güçlü mesaj
NATO‘nun Türkiye’nin konut sahipliğinde Ankara’da gerçekleşen Multi Domain Operations (MDO) Conference 2025 etkinliğinde konuşan Savunma Sanayii Başkanı (SSB) Haluk Görgün, her alanın artık bir cephe olduğunu ve üstünlüğün artık tek bir alanda değil, tüm alanların kesintisiz entegrasyonu ile sağlandığını söyledi.
“Türk savunma endüstrisi dünyanın 11. büyük ihracatçısı”
Kara, hava, deniz, siber ve uzayın hepsinin bir bütünün kesimi olduğunun altını çizen Görgün, “SSB olarak halihazırda 1100’den fazla faal tedarik ve AR-GE programı yürütmekteyiz. Program portföyü büyüklüğü ve çeşitliliği açısından, dünyadaki en büyük savunma sanayii program idare otoritesiyiz. Bugün Türk savunma endüstrisinin dünyanın 11. büyük ihracatçısı olduğunu ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yapılan teslimatlarla birlikte ürettiğimiz sistemlerin yaklaşık yüzde 75’inin NATO kuvvetlerince kullanıldığını gururla tabir etmek isterim” formunda konuştu.
Görgün, Türkiye’nin gelişmiş insansız sistemlerin geliştirilmesi ve konuşlandırılmasında global bir başkan haline geldiğine dikkati çekerek, “Bayraktar TB2, AKINCI, ANKA ve AKSUNGUR üzere İHA platformlarımız, çeşitli operasyon alanlarında gerçek vakitli keşif-gözetleme, hassas vuruş ve savaş alanı direnci açısından etkinliklerini kanıtlamıştır. Bu platformlar, NATO komuta-kontrol yapılarıyla entegre edilebilecek halde tasarlanmıştır. Ayrıyeten KIZILELMA ve ANKA-3’ün çok yakında hizmete gireceğini de belirtmek isterim.” tabirlerini kullandı.
“HÜRKUŞ, HÜRJET ve KAAN sınıflarının en çağdaş örnekleri”
Denizkurdu Tatbikatı’nda 2 TB3’ün bir gemiden tıpkı anda kalkarak tek amacı tam isabetle vurmasının dünyada bir dönüm noktası olduğuna işaret eden Görgün, “HÜRKUŞ (temel eğitim uçağı), HÜRJET (ileri jet eğitim uçağı) ve KAAN (savaş uçağı) sınıflarının en çağdaş örnekleridir. Bu uçaklar, kendi radar, aviyonik sistemleri ve akıllı mühimmatlarıyla donatılmaktadır.” dedi.
“Müttefikler ortası itimat, bir tercih değil, zorunluluktur”
Haluk Görgün, 2024 yılında Türkiye’nin savunma ve havacılık ihracatında 7 milyar dolar düzeyine ulaşarak değerli bir eşiği aştığına değinerek, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Bu toplamın yüzde 55,4’ü NATO müttefikleri ve Ukrayna’ya gerçekleştirilmiştir. Birinci 20 ülke ortasında 10’unun NATO ülkesi ve Ukrayna olması, Türkiye’nin muteber ve stratejik bir ortak olduğunu açıkça göstermektedir. Çoklu alan operasyonlarının zorluklarıyla yüzleşirken, hiçbir ülkenin bu sıkıntıları tek başına aşamayacağını unutmamalıyız. Birlikte çalışabilirlik, ortak yenilikçilik ve müttefikler ortası inanç, bir tercih değil, zorunluluktur. Bu anlayışla, zorlukları birlikte aşmanın tıpkı vakitte birbirimize kısıtlayıcı tedbirler uygulamamak manasına geldiğine inanıyoruz. Sadık bir üyeye yönelik yaptırımlar, ittifak ruhuyla uyuşmaz. Ahenk için yapan bir diyalog umuyoruz. Türkiye, NATO ile sadece politik ahenkle değil, alanda kanıtlanmış teknolojilerle de iş birliğini derinleştirmeye hazırdır. Birlikte, yalnızca çoklu alanlara değil, geleceğe hazır bir kuvvet inşa edebiliriz”
“NATO’ya hizmet vermeye hazırız”
Görgün, dijital dönüşüm, yapay zeka, bulut mimarisi, ahenk, çeviklik ve tahlil odaklı mühendislik üzere başlıkların yalnızca şimdiki kavramlar değil, her projelerinde somut öncelikler olduğunun altını çizerek, “Son olarak, tüm tasarım ve üretim süreçlerimizi çevresel sürdürülebilirlik ve gelecek jenerasyonlara hürmet anlayışıyla tekrar gözden geçirmeye başladık. Bu nedenle, 3 bin 500 şirketimiz, binlerce farklı NATO standardındaki sistemimiz ve yaş ortalaması 34 olan Türk savunma sanayii ailesiyle NATO’ya hizmet vermeye hazırız” diye konuştu.
