Türkiye yapay zekâda takip edilen ülke olmalı

Nagihan KALSIN

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) dün “Veriden Karara Ulu­sal Yapay Zekâ Zirvesi”ne konut sahipliği yaptı. Zirvede konu­şan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Meclis bünye­sinde faaliyet gösteren Yapay Zekâ Araştırma Komisyo­nu’nun çalışmalarıyla dikkat çektiğini belirterek, “Bu ko­misyonun kalıcı bir yapıya dö­nüştürülmesi mümkündür” dedi.

Yapay zekânın teknolo­jik bir gelişim olmanın ötesin­de insanlıkla kurduğu bağlantı açısından ele alınması gerek­tiğini kaydeden Kurtulmuş, “İnsanı insan yapan vicdan, merhamet, akıl ve dayanışma üzere bedelleri taklit edebilecek makineler şimdi üretileme­di. Bu nedenle yapay zekâyla ilgili en temel sorulardan bi­ri şudur: Hangi kararlarımızı ve yetkilerimizi yapay zekâya devredeceğiz?” diye konuştu.

Milli güvenlik meselesi

Türkiye’nin teknolojik dö­nüşüm sürecinde geri kalma­ması gerektiğini belirten Kur­tulmuş, “Yapay zekâ alanında öncülük yaparak, yapay zekâ­nın gördüğümüz eksikliklerini şimdiden tamamlamaya çalı­şarak, burada takip eden değil, takip edilen bir Türkiye olma mecburiyetimizin bulunduğu­nu söz etmek isterim. Bu çer­çevede her türlü hazırlığı yap­manın da hızla gerçekleştir­menin de bizim için kıymetli bir sorumluluk olduğunu, hatta yapay zekânın ortaya çıkara­cağı problemler göz önüne alındı­ğında bunun tıpkı vakitte bir ulusal güvenlik sorunu oldu­ğunu da tabir etmek isterim” kelamlarını sarf etti.

“Girişim sermayesi fonu kuracağız”

Zirvede konuşan Cumhur­başkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ise yapay zekânın hem fırsatlar hem de önemli riskler barındırdığına dikkat çeke­rek, global ölçekteki etkisi­ne işaret etti. Yılmaz, “Küresel yapay zekâ tesir endeksine gö­re 2032 yılı prestijiyle dünyada oluşacak yapay zekâ ekonomi­si 16 trilyon dolar civarına ula­şacak. Kimi meslekler ortadan kalkacak, kimileri dönüşecek ve yenileri ortaya çıkacak” de­di. Yapay zekânın savaşlardan tüketici tercihlerine, siyasi yönlendirmeden sahtekarlık­lara kadar birçok alanda kulla­nılabileceğini tabir eden Yıl­maz, bu nedenle teknolojiye dair etik ve yönetişim çerçe­vesinin oluşturulmasının kural olduğunu belirtti.

Özel bölümün bu mevzudaki rolünün çok değerli olduğuna, yalnızca kamuyla bu süreci yü­rütmenin mümkün olmadığı­na dikkat çeken Yılmaz, “Yeni teşebbüsler, yeni firmalar, yeni şirketler bu alanda gelişimle­rini sürdürüyorlar. Biz de Tek­noloji ve İnovasyon Fonu ile yapay zekâ alanındaki yenilik­çi start-up’lara yatırımı des­tekliyoruz. Önümüzdeki dö­nem bir Teşebbüs Sermayesi Yatırım Fonu kurmayı planlı­yoruz, bu alandaki yeni şirket­lere, yeni oluşumlara takviye olmak anlamında” dedi.

TBMM Yapay Zekâ Komis­yonu Başkanı Fatih Dönmez, yapay zekâyı sadece verim­lilik aracı olarak görmenin yetersiz olacağını tabir etti. Dönmez, “Bu teknoloji öğret­menin sınıfına, tabibin has­tanesine, çiftçinin tarlasına, gencin hayaline dokunmalı” değerlendirmesinde bulun­du. Dönmez, Türkiye’nin bu alandaki potansiyelini hare­kete geçirmek ve yapay zekâ kaynaklı riskleri yönetmek için etik standartların, düzen­leyici çerçevenin ve iştirakçi siyasetlerin geliştirilmesi ge­rektiğinin altını çizdi.