Bakan Ersoy: Türkiye’nin petrolü turizmdir
Bakan Ersoy, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) tarafından “2025 Turizm Başkenti” ilan edilen Erzurum’da bir otelde düzenlenen Palandöken İktisat Forumu’nun açılışından sonra yapılan panelde, forumda bulunmaktan ötürü memnuniyet duyduğunu söyledi.
Akıllı ekonomiler bağlamında artık turizmin sadece bir tatil faaliyeti olmaktan çıktığını tabir eden Ersoy, “Turizm artık bir ekosistemdir, tıpkı vakitte kültürdür, diplomasidir, inovasyondur ve ticarettir. Tıpkı vakitte turizm lokal kalkınmayı takviyeler, kobileri büyütür ancak hepsinin kıymetlisi en çok muhtaçlık duyduğumuz bayan istihdamını ve genç kuşak istihdamını çok süratli bir biçimde artırır. Tekrar turizm, toplumların ortasındaki sonları kaldırarak sonlar ötesinde toplumları birbirlerine bağlayan en tesirli faaliyet olarak dünyada şu anda kabul ediliyor.” diye konuştu.
Türkiye turizmindeki çalışmalardan bahseden Ersoy, şöyle konuştu:
“Küresel trendlerle ahenk içinde kalmak ve turizm potansiyelinden faydalanmak ismine gerekli adımları süratle atıyor ve tüm kuralları da artık Türkiye olarak adeta zorluyoruz. 2024’te 61,1 milyar dolar gelir ve 62.3 milyon ziyaretçiyle kapattık. 2023’te dünyada ziyaretçi sayısı olarak beşinci sırada kapatmıştık. Dünya Turizm Örgütü yakında sayıları açıklayacak, muhtemelen biz 2024’ü dördüncü sırada kapatmış olduk ve 2024 prestijiyle birinci dört turizm iktisadından biri haline de gelmiş oluyoruz ancak burada durmayacağız tabi. Bizim amacımız, turizmde birinci üç ülke ortasına girmek, onun için de özel kesim, devlet el ele vererek daha fazla çalışacağız ve uğraş edeceğiz.”
“Türkiye’nin petrolü turizm diyoruz”
Türkiye’de seyahat ve turizmin gayri safi ulusal hasılaya katkısının yaklaşık yüzde 12 olduğunu bildiren Ersoy, her geçen gün bu sayının artarak devam ettiğini lisana getirdi.
Ersoy, turizmin milyonlarca beşere istihdam sağladığına işaret ederek, “Turizm, iktisadın aslında cari süreçler istikrarına de çok önemli katkı sağlıyor ve yeniden iktisadın istikrarlı büyümesi açısından, Türkiye açısından çok çok kıymetli. Birçok ülkenin petrolü, doğal kaynakları var. Türkiye’nin petrolü turizm diyoruz. Çok fazla doğal zenginliğimiz var ve çok fazla. 12 bin yıla dayanan arkeolojik kıymetlerimiz var. Yani hem kültür açıdan hem doğal zenginlikler açısından aslında dünyada eşsiz bir ülke pozisyonundayız. Bugüne kadar çok fazla bunları ön plana çıkarmayı başaramamışız lakin şu anda çok önemli bir biçimde dünya genelinde bunları çok hakikat bir formda tanıtıyoruz ve gerçekleştirdiğimiz arkeolojik programla da şu ana kadar yüzde 10’u kazıp çıkarttığımız kıymetlerimizi inşallah bu dört yıl içerisinde yüzde 20 düzeyine getirecek, yani iki katı daha fazla hafriyat yaparak hem o kültür zenginliğimize kavuşmuş olacağız hem de dünyayla da paylaşma fırsatını yakın gelecekte yakalamış olacağız diye düşünüyorum.” diye konuştu.
EİT kapsamında turizm bakanlarıyla birlikte çok ayrıntılı toplantılar yaptıklarını ve kararlar aldıklarını hatırlatan Ersoy, şöyle devam etti:
“İletişim ve ticaretin artması için aslında altyapılar, yollar yapıldı. Artık tahminen öteki yolların, ince yolların da yapılması gerekiyor. Turizmde aslında işimiz daha kolay. Turizmde biz yol inşa etmiyoruz, hava köprüleri kurmamız gerekiyor. Hava yolları açısından da Türkiye aslında evvel, Türk Hava Yolları ile birlikte 330 kente direk uçabilen bir potansiyelimiz var. Dünyanın en büyük haplarından kabul edilen İstanbul İGA üzere bir hap noktasının altyapı yatırımını Türkiye gerçekleştirdi. Doğuyu batıya, kuzeyi güneye bağlayan tam bir merkezde, dünyanın en büyük havalimanı ve dünyanın en büyük hava yollarından birine sahibiz. Artık biz bunu hem EİT üyesi ülkelerle hem kardeş Türki Cumhuriyetlerimizle paylaşarak bir bütün halde bu bölgeyi ayağa kaldırmak için elimizden geleni yapmamız gerekiyor. Lakin öncelikli olarak kendi içimizdeki manileri kaldırarak başlamamız gerekiyor.”
“Hızlı bir formda hava köprülerini artırmamız lazım”
Ersoy, hava yolu yatırımlarına değinerek, “Havalimanlarını inşa etmişiz, uçakları almışız, hava köprüsü için gerekli her şey oluşturmuşuz lakin birbirimize yapay pürüzler koyuyoruz, slot sınırlamaları getiriyoruz. Bence birinci başta başkanlarımızın toplanarak bu yapay mahzurları, kolay pürüzleri ortadan kaldırıp neden kaynaklanıyorsa o pürüzlerin muhtaçlıklarını karşılayıp, süratli bir halde hava köprülerini artırmamız lazım. Bunu yalnızca turizm trafiği açısından yapmamalıyız. Toplumlarımızın, kardeş toplumlarımızın birbirine daha sıkı bağlanması için yapmalıyız ve birbirimizi ne kadar çok sıklıkla seyahat edersek, bunu ticarete çevirmemizde o kadar kolay olur diye düşünüyorum.” sözlerini kullandı.
Birlik olmanın ehemmiyetine dikkat çeken Ersoy, şunları kaydetti:
“Biz ne kadar birlik içinde güçlü olursak, dışarıya karşı o kadar kuvvetli oluruz, dirençli oluruz diye düşünüyorum. Şu anda dünyada her gün ekonomik kurallar değişiyor, o kadar süratli bir sürece girdi. Alışılmış bir yerde oturacak, bir istikrara oturacak lakin bu kadar değişikliğin olduğu yerde istikrarlı bir bölge yaratmak için gerekli altyapı ve birikim bizlerde var. Yalnızca bunu kullanmamız gerekiyor. Burada turizm olarak da biz elimizden geleni yapacağız. Turizm artık eskisi kadar kolay bir iş değil. Artık herkes fakat herkes, turizm pastasından hisse almak istiyor. Şu anda daha evvel petrolüyle ön planda olan ülkeler yahut daha evvel ticaretiyle ön planda olan ülkeler, artık onlar da turizmden bir hisse almak istiyorlar. Bu da ne demek, artık kurallara uyarak, kuralsızlık kural olduğu ortamda bırakmamız gerekiyor. Kurallara harfiyen uyarak yanlışsız stratejilerle hiçbir taviz vermeden adımları atarak elbirliğiyle bir sürece girdik demektir. Ben başta Türkiye olmak üzere EİT ülkelerinin tamamında bu potansiyeli görüyorum. Yalnızca yapmamız gereken birbirimize omuz vererek el vererek daha süratli büyümek diyorum.”
