Küresel ticaret savaşlarında Türkiye güvenli liman

Türk İş Dünyası Konfe­derasyonu (TÜRKON­FED) ve İntegral Yatırım iş birliğiyle gerçekleştirilen CEO Network Platformu’nun ikinci etkinliğinde ‘Avrupa Birliği (AB) ile Bağlantılar, Ticaret ve İş Birlikle­ri’ ele alındı. Etkinlikte konuşan TÜRKKONFED Başkanı Süley­man Sönmez, bilgi birikimlerinin karşılıklı olarak paylaşıldığı bir yer oluşturduklarını söz etti. Türkiye-AB ekonomik ilişkileri­nin, 2024 prestijiyle 216,2 milyar dolar düzeyinde bir ticaret hac­mine ulaştığını tabir eden İnteg­ral Yatırım Yönetim Kurulu Baş­kanı Kadir Cenk Ulukartal, “Tür­kiye’nin toplam ihracatının yüzde 41,6’sı AB ülkelerine yönelik. Tür­kiye, AB’nin beşinci en büyük ti­caret ortağı pozisyonunda. Ancak mevcut Gümrük Birliği anlaşma­sı, günümüz ekonomik gerçeklik­lerini karşılamaktan uzak. Avru­pa Komitesi’nin tahliline nazaran, Gümrük Birliği’nin modernizas­yonu, Türkiye’nin GSYH’sında yüzde 1,8 ile yüzde 2,5 ortasında bir artış sağlayabilecek” dedi.

Vize serbestisi ticaretin önünde pürüz

Vize serbestisi konusunun ti­caretin önündeki kıymetli engel­lerden biri olduğuna dikkat çeken Ulukartal, “Uzun müddetli ve çok gi­rişli vize prosedürlerinin iş dünya­sı lehine kolaylaştırılması yönün­de AB nezdinde yürütülecek giri­şimlerin desteklenmesi önemli” diye konuştu. Gümrük Birliği re­formu ve dijital dönüşüm konu­larında Türkiye lehine bir taban oluşturabileceğini söyleyen Ulu­kartal, “Türkiye, global ticaret savaşlarında hem AB için inançlı bir tedarik ortağı, hem de jeopoli­tik bir istikrar ögesi olarak öne çı­kıyor”dedi. Global alanda büyük ve esaslı dönüşümlerin yaşandığı­nı tabir eden Global İlişkiler Fo­rumu Başkanı Zeynep Bodur Ok­yay ise “Belki de hayalimizde görsek inanamayacağımız değişimler ya­şanıyor. Global yatırımın istikametini değişiyor. Trump bir sprint oyun­cusu lakin Çin bir maraton koşucu­su. Türkiye şu anda yüzde 10’luk bir tarifeyle karşı karşıya lakin ile­ride artırılmama garantisi yok. Do­layısıyla ‘Türkiye’nin sanki AB ve ABD ile farklı ayrı ticari senaryolar oluşturması mı gerekir?’ sorusu benim aklımda”diye konuştu.

Finansal piyasalar üzerinden katma paha üretilebilir

Türkiye-AB ekonomik ilişkile­rinin seyrinin, artık sadece ticaret hacimleri ya da güm­rük tarifeleriyle açıklanabi­lir sonların ötesine geçtiği­ni kaydeden İntegral Yatırım Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Taşdoğan, “Türkiye’nin AB ile entegrasyonunun derinleş­mesi, sadece mal ticaretin­de değil, finansal piyasaların entegrasyonu üzerinden de katma bedel üretebilir. Fakat bu entegrasyonun sürdürü­lebilir olabilmesi için finansal mimarimizin daha şeffaf, daha dijital ve daha dirençli hale gel­mesi kaide. Öbür yandan, dijital iktisat alanında da finansal boyutu göz gerisi etmemeliyiz. Türkiye’nin start-up ekosiste­mi, sırf inovasyonla değil, AB fonlarına erişim kapasite­siyle de ölçeklenebilir. Horizon Europe, Digital Europe üzere programlardan Türkiye’nin al­dığı hisse hala bölgesel ortala­maların epeyce altında. Halbuki bu fonlar, nakit akışlarını istik­rara kavuşturuyor ve yatırım yapılabilirlik profillerini iyileş­tiriyor” sözlerini kullandı.