AFAD’dan Santorini raporu: 4 kurum teyakkuzda! 3 şehre mobil siren sevk edildi
Santorini Adası Sismik Aktivite ve Mümkün Risk Kıymetlendirme Toplantısı düzenleyen AFAD, son günlerde Ege’De gözlemlenen sismik aktivite ve mümkün riskleri masaya yatırdı.
Toplantı sonrası açıklama yapan AFAD, bölgede olabilecek büyük bir sarsıntı, tsunami ya da volkanik patlamanın Türkiye’ye tesirlerinin MTA, Meteoroloji, Kandilli Rasathanesi ve Sarsıntı Araştırma Enstitüsü ile uzman bilim insanları ve araştırmacılar tarafından değerlendirildiğini duyurdu.
En yakın zelzele Türkiye’ye 140 kilometre mesafede
AFAD’dan yapılan açıklamada zelzelelerin Santorini Adası’nın yaklaşık 25 kilometre kuzeydoğusunda artış gösterdiği ve derinliklerinin 5 kilometre ile 25 kilometre ortasında değiştiği söz edildi.
Bölgede gerçekleşen en yakın sarsıntının Türkiye’ye 140 kilometre aralıkta yaşandığını bildiren AFAD, açıklamasında şu tabirlere yer verdi:
“Depremler Güney Ege Volkanik Ada yayındaki Santorini Adası’nın 6,5 kilometre kuzeydoğusunda bulunan su altı kratere sahip Kolumbo volkanının olduğu bölgede ağırlaşmaktadır. Bölgede bilinen en son volkan patlaması 1950 yılında gerçekleşmiştir. Santorini Adası’nın kuzeydoğusunda yer alan denizaltındaki canlı Yamurgi (Amorgos) fayı üzerinde 1956 yılında 7,5 büyüklüğünde bir zelzele meydana gelmiştir.
Tsunami ülkemize kadar ulaşabilir
Bölgede hala devam eden sismik aktivitenin mümkün bir volkanik hareketliliğe yol açma mümkünlüğü az da olsa bulunmaktadır. Bununla birlikte 2011-2012 yıllarında da emsal bir sismik aktivite yoğunluğu birebir bölgede 14 ay boyunca yaşanmış lakin rastgele bir volkanik aktiviteye yol açmamıştır. Muhtemel bir patlama sonucu tarihi kayıtlarda olduğu üzere volkandan çıkan ince taneli volkanik kül gerecinin havadan rüzgar ile taşınması ya da sarsıntı sonrası olabilecek tsunami üzere tehlikelerin tesirleri ülkemize kadar ulaşabilir.”
Sistemik aktivite 4 kurum tarafından takip ediliyor
Açıklamada, sismik aktivitenin ağırlaşmaya başladığı andan itibaren AFAD Deprem Danışma Kurulu, MTA Genel Müdürlüğü, Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Kandilli Rasathanesi ve Sarsıntı Araştırma Enstitüsü ile bilim insanlarından oluşan ve olayı farklı açıdan daima takip eden bir konsey oluşturulduğu bilgisi paylaşıldı.
3 kente taşınabilir siren sistemi
İzmir, Aydın ve Muğla’ya, muhtemel tsunami ve acil durumlarda bölge halkına ihtarlarda bulunmak gayesiyle taşınabilir siren sistemi sevk edildiğine değinilen açıklamada, şu sözlere yer verildi:
“Haber alma ve yayma sistemi üzerinden mümkün acil durumlarda vatandaşlara SMS iletileri iletebilecek mevcut sistem hazır bulunduruldu, İzmir, Aydın ve Muğla valilikleri buyruğuna, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Sivas ve Samsun Vilayet AFAD müdürlüklerinden destek işçi ve ekipman görevlendirmesi yapıldı. Kandilli Rasathanesi ve Zelzele Araştırma Enstitüsü Tsunami İhtar Sistemi ile AFAD Afet İdaresi ve Karar Takviye Sistemi (AYDES) entegrasyonu yapıldı. Bu sayede gelecek tsunami uyarısı direkt tüm AYDES kullanıcılarına ve bölgedeki vatandaşlara ulaştırılabilecek.”
Günlük rapor hazırlanıyor
Meteoroloji Genel Müdürlüğünce mümkün bir volkanik hareketlilik durumunda çıkabilecek volkanik gaz ve külün atmosferdeki dağılımını ve hareket istikametini tahlil etmek için günlük rapor hazırlandığı aktarılan açıklamada, birebir vakitte bölgedeki AFAD Vilayet ve Birlik Müdürlüklerince hazırlıklar yapıldığı ve bölgedeki takviye vilayetlerin hazır halde bekletildiği belirtildi.
Açıklamada, 10 Şubat’tan itibaren AFAD, MTA, Meteoroloji, Kandilli Rasathanesi ve bilim insanlarından oluşan bir heyetin, Muğla, Aydın ve İzmir’de bilgilendirme toplantıları gerçekleştireceği duyuruldu.
Yunanistan’daki üniversiteler ve araştırma kurumları ile bilimsel manada bilgi alışverişi yapıldığı belirtilen açıklamada, AFAD, MTA, Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Kandilli Rasathanesi ve Zelzele Araştırma Enstitüsü, Deprem Danışma Kurulu, bilim insanları ve araştırmacıların sismik aktiviteyi, zelzele, volkanizma ve tsunami tehlikeleri açısından AFAD ile koordineli formda takip ettiği bildirildi.
Açıklamada, toplumsal medyadaki dezenformasyon içerikli paylaşımlara prestij edilmemesi, yanlışsız bilgi için resmi kaynakların izlenmesi istendi.
